Hayat Gerçek Dışı Geldiğinde: Depersonalizasyonla Başa Çıkmanın Etkili Yolları
Gerçekliğin yabancılaştığı depersonalizasyon/derealizasyon epizotları; BDT, travma odaklı terapiler, yaşam tarzı düzenlemeleri ve anda kalma teknikleriyle yönetilebilir. Kafein/uykusuzluk gibi tetikleyicilerden kaçınmak ve profesyonel destek almak anahtar rol oynar.
Hayat Gerçek Dışı Geldiğinde: Depersonalizasyonla Başa Çıkmanın Etkili Yolları
İYİ PSİKOLOG / ANKARA
Gerçeklik kayması neyi anlatır?
Depersonalizasyon ve derealizasyon; kişinin kendisini, bedenini veya çevresini rüyamsı, puslu ve yabancı hissetmesiyle tanımlanan dissosiyatif deneyimlerdir. Çoğu kişide kısa süreli ve geçicidir; ancak yoğunlaştığında dikkat, duygulanım ve işlevsellik etkilenebilir. En önemli nokta, bu deneyimler sırasında gerçeklik testi genellikle korunur; yani kişi yaşadıklarının bir “durum” olduğunun farkındadır.
Neler tetikler?
Yüksek stres, travmatik yaşantılar, uykusuzluk ve yorgunluk sık görülen tetikleyicilerdir. Anksiyete ve depresyon gibi eşlik eden ruhsal durumlar tabloyu besleyebilir. Bazı ilaçlar, kafein ve psikoaktif maddeler (özellikle yüksek THC’li esrar) semptomları alevlendirebilir. Bu nedenle değerlendirme hem psikiyatrik hem de tıbbi boyutlarıyla birlikte yapılmalıdır.
Belirti örüntüsü nasıl seyreder?
Kendini dışarıdan izliyormuş gibi hissetme, duygusal uyuşma, zaman algısında bozulma, çevreyi yapay ve iki boyutlu algılama, “kafam pamukla dolu” hissi ve yoğun “deliriyor muyum?” kaygısı sık bildirilir. Belirtiler panik ataklar eşliğinde gelip geçebileceği gibi daha ısrarlı bir karakter de kazanabilir.
Profesyonel destek: Tedavinin omurgası
Tanı ve tedavi için psikiyatri uzmanı veya klinik psikologla görüşmek ilk adımdır.
-
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Felaketleştirici düşünceleri yeniden yapılandırır, kaçınmayı azaltır.
-
Travma odaklı yaklaşımlar (ör. EMDR): Travmatik kökeni öne çıkan olgularda etkili olabilir.
-
Farmakoterapi: Eşlik eden anksiyete/depresyon için psikiyatrist tarafından planlanabilir; psikoterapiyle birlikte düşünüldüğünde fayda artar.
Günlük yönetim: Anda kalma ve sinir sistemini yatıştırma
Semptom yükseldiğinde amaç, beyne “tehlike yok” mesajını tekrar öğretmektir.
-
Topraklama (grounding): 5–4–3–2–1 tekniğiyle 5 şey gör, 4 şeye dokun, 3 ses duy, 2 koku fark et, 1 tadı tanımla.
-
Diyafram nefesi: 4–6–8 sayımı (al–tut–ver) veya 6’ya 6 nefes, otonom sinir sistemini dengeler.
-
Duyusal temas: Soğuk bir yüzeye dokunmak, avuçta buz tutmak, suyla yüzü yıkamak “şimdi–burada” hissini güçlendirir.
-
Rutin ve uyku: Düzenli uyku, orta şiddette egzersiz ve ekran/kafein kısıtlaması semptom duyarlılığını düşürür.
-
Dikkat odağını yeniden bağlamak: Okuma, ezber, hafif bulmaca/oyun, kısa yürüyüşler gibi sürükleyici ama güvenli aktiviteler ruminasyonu kırar.
Nelerden kaçınmalı?
Bastırma ve sürekli “kendini kontrol etme” döngüsü semptomları pekiştirir. Kafein, nikotin ve psikoaktif maddeler duyarlılığı artırabilir. İnternette aşırı belirti taraması da anksiyeteyi besler; güvenilir bilgiyle sınırlı kalmak, kişisel uygulama planına odaklanmak daha yararlıdır.
Umut var: Süreç yönetilebilir
Depersonalizasyon; beynin stres karşısındaki koruyucu yanıtlarından biridir ve çoğu kişide uygun yaklaşımla yatışır. Zamanında başvuru, kişiselleştirilmiş terapi ve yaşam tarzı düzenlemeleriyle işlevsellik geri kazanılabilir. Yardım istemek güçsüzlük değil, iyileşmenin başlangıcıdır.
İyiPsikolog.com’daki içerikler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve yayın tarihi itibarıyla mevcut bilimsel kanıtlar esas alınarak hazırlanmıştır. Sağlığınıza ilişkin tanı ve tedavi için hekim/psikiyatri uzmanı veya yetkili sağlık kuruluşuna başvurunuz. Acil durumlarda 112’yi arayınız.
İyi Psikolog / Hayatı Güzelleştirmek Elinizde
www.iyipsikolog.com
Kaynak: Prof.Dr. Kemal SAYAR | Psikiyatrist & Psikoterapist













